2009 senesinde yıllardır süren mücadelem gerçekleşmişti. Berlin Teknik Üniversitesinde İnşaat Mühendisliğini kazandım. Mutluluk içinde, büyük bir heyecanla, azimle ve tabiki disiplin içinde okudum. Fakat her defasında bir şeyin eksik olduğunu farkettim. Sonra üçüncü dönemimi okurken bir Profesör ile geçen sohbetimizde bana inşaat dünyasında ne mimarların mühendissiz ne de mühendislerin mimarsız tam olamayacağını belirtti. Aksi taktirde ne uçar gibi gözüken özel yapılarımız ne de sütunsuz oturma alanlarımız olacaktı. Böylelikle bir karar verip mimarlık okumaya başladım. İnşaat mühendisliğinde kazanmış olduğum teknik altyapı ile yoluma donanımlı bir mimar olarak devam ettim. 2017 senesinde Berlin Teknik Üniversitesinden yüksek mimar olarak mezun oldum.
Bu yaklaşık sekiz yıl içerisinde farklı Avrupa ülkelerinin İtalya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, İngiltere, Romanya, Macaristan, Türkiye vs. mimarisini keşfedip, Almanya çapında stajyer olarak bir çok farklı projelerde yer aldım.
Bütün bunlarla birlikte, kendimde var olan, mimari karakteristiği keşfetmemi sağlayan ünlü mimar Mies Van der Rohe “ less is more “ ( az çoktur ) diyerek minimum dokunuşlarla maksimum sonuçlar elde edilebileceğini bizlere ispatlamıştır.